ISSN    : 2587-0998
E-ISSN : 2587-1404
SOUTHERN CLINICS OF ISTANBUL EURASIA - South Clin Ist Euras: 5 (4)
Volume: 5  Issue: 4 - 1994
RESEARCH ARTICLE
1.THE REVIEW OF 85 CASES WITH HEPATIC HYDATIC CYSTS
Hakan Ahmet Acar, Selahattin Vural, Turgay Erginel, Müjdat Özbek, Kerem Erksoy, Ergin Olcay
Pages 496 - 499
1988-1993 yılları arasında, Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. ve 2. Genel Cerrahi Servislerinde tanısı patolojik incelemeyle doğrulanan ve cerrahi müdahale ile tedavi edilen 85 karaciğer hidatik kist olgusunun dosyaları geriye dönük olarak incelendi. Serimizdeki 85 vakanın %55.2'sinin Doğu Anadolu Bölgesinden geldiği ve %57.6'sında da kiste bağlı komplikasyonlar geliştiği saptandı. En sık gelişen komplikasyonun %25.8 oranı ile sekonder bakteriel enfeksiyon olduğu görüldü. Komplikasyonlu olgu oranımızın yüksek olması, hastaların gecikmiş olarak polikliniklerimize başvurmuş olduğunu göstermektedir. Karaciğer hidatik kistinin tanısında ilk başvurulan yöntemin ultrasonografi olduğu ve %94.9 duyarlılığa sahip bulunduğu saptandı. En sık uyguladığımız cerrahi teknik %31.7 oranında eksternal tüp drenajıdır. Bu yöntemin en yüksek morbidite ve en uzun hastanede yatış süresine sahip olmasına rağmen, enfekte hidatik kistlerde hala daha en etkili ve basit bir yöntem olduğu sonucuna varıldı.
In this paper, 85 patients with hepatic hydatic cysts, who were treated surgically and whose diagnoses were confirmed by pathological analysis between 1988-1993 in the 1. and 2. Surgery Clinics of Kartal Education and Research Hospital are demonstrated. We found that 55.2% of these patients were from the East Anatolia and 57.6% of them developed complications. The most frequent complication was secondary bacterial infection (25.8%). The reason why our complication rate was so high is the delayed application of our patients. We revealed that ultrasonography was the first diagnostic tool with 94.9% accuracy. Most frequently applied surgical procedure was external tube drainage (31.7%). Despite its high morbidity and prolonged hospital stay, this is still the most effective and simple procedure of treatment in superinfected hydatic cyst cases.

CASE REPORT
2.REYE AND REYE-LIKE SYNDROMES: A CASE REPORT
Ertuğrul Eryılmaz, Yasemin Ekmekçioğlu, Esra Karasulu, Ahmet Özgüner
Pages 500 - 502
Acil ünitemize derin komada iken getirilen ve 15 saat sonra kaybedilen bir olguda ayrıntılı klinik ve laboratuar çalışma yapıldı. Alınan iğne biopsisiyle yapılan histopatolojik inceleme sonrası, muhtemelen metabolik bir eksiklikten kaynaklanan Reye-like Sendromu düşünüldü. Aileye bir üniversite kliniğinde genetik kontrol önerildi. Bu olgu nedeniyle Reye ve Reye-like sendromlarını günümüz bilgileri ışığında gözden geçirdik.
We conducted a detailed clinical and laboratory intervention to the patient who came to our emergency unit in deep coma and died in 15 hours. At the end of histopathological approach by needle biopsy, we concluded that she developed a Reye-like syndrome probably due to her metabolic deficiency and advised her family to ask for genetic counseling at a university clinic. By means of this patient, we reviewed Reye and Reye-like syndromes up to date.

3.PANCREATICODUODENECTOMY PERFORMED FOR PANCREATICO-DUODENAL INJURY
Zeki Memiş, Necmi Kurt, Yıldırım Gülhan, Mehmet Yıldırım, Kemal Kasar, Mustafa Gülmen
Pages 503 - 505
Kombine pankreas ve duodenum yaralanmaları gastrointestinal sistemin en ciddi lezyonlarıdır. Pankreas başı yaralanmalarıyla birlikte duodenum ve ampulla Vateri yaralanmalarında pankreatikoduodenektomi yapılmaktadır. Pankreatikoduodenektominin dikkatli bir şekilde yapıldığında komplikasyonlarının minimal olduğunu, hasta tarafından iyi bir şekilde tolere edildiğini vurgulamak amacı ile bir olgumuzu literatür ışığında tartıştık.
Combined pancreas and duodenum injuries are the most serious lesions in the gastrointestinal system. If injuries involve duodenum, ampulla Vateri and head of the pancreas all together, pancreaticoduodenectomy can be performed. In this report, we discuss the case in the view of the literature and suggest that, if performed carefully, complications of pancreaticoduodenectomy would be minimal and the operation be well-tolerated by the patient.

4.BILATERAL LIPID CELL TUMOUR
Nimet Karadayı, Atilla Ulusal, Güray Kılıç, Sibel Şensu
Pages 506 - 507
Karında şişlik ve ağrı şikayeti ile başvuran 65 yaşındaki kadın hastada bilgisayarlı tomografide sağ overde kitle saptandı. Hastaya total histerektomi ve bilateral salpingoooforektomi uygulandı. Sağ overde daha büyük olmak üzere her iki overde sarı renkte, yumuşak kıvamlı, düzenli sınırlı tümör saptandı. H-E de tümörün kapiller ağ ile ayrılmış kitle, kordon ve adacık yapıları oluşturmuş büyük, poligonal şekilli, geniş, granüllü sitoplazmalı hücrelerden meydana geldiği görüldü. Nötral lipid boyasında tümör hücre sitoplazmalarında lipid pozitif bulundu. Reinke kristaloidine rastlanmadı. Klinik ve laboratuar olarak androjenik aktive saptanmadı.
A 65-year-old female was admitted to hospital with abdominal pain and mass. On CT examination a right ovarian mass was found. Total hysterectomia and bilateral salpingooopherectomia was performed. In both ovaries, though larger in the right one, there were yellow, soft, sharply circumscribed tumors. On HE, the tumor had big, polygonal cells with abundant granular cytoplasm. The cells formed sheets and cords separated by a vascular network. On neutral lipid dyes, tumor cell cytoplasm contained lipid. Reinke crystalloids were not found. There was no androgenic activity on clinical and laboratory examination.

5.A CASE OF ANDROGENINSENSITIVITY SYNDROME WITH GONADAL ANDROGEN RECEPTOR POSITIVE
Orhan Ünal, Umur Kuyumcuoğlu, Nezih Hekim, Dilek Kuyumcuoğlu, Fuat Demirci
Pages 508 - 510
Androjen insensitivite sendromu çok az görülen bir sendromdur. Olgumuz 17 yaşında genotipik olarak erkek fenotipik olarak kadındı. Laboratuar ve klinik bulguları testiküler feminizasyon sendromuna uyuyordu. Olgumuzda bunlara ek olarak androjen reseptörü pozitifti. Bu bulgular eşliğinde olgumuzu, reseptör proteinlerinde yada postreseptör mekanizmalarda bir anormalliğin eşlik ettiği testiküler feminazasyonun bir varyantı olduğunu düşündük.
Androgen insensitivity syndrome is a rare endocronogical disease. Our case was 17 year old, genotypically male, fenotypically female. Her clinical and laboratory features were parallel to the testicular feminization syndrome, however, being receptor positive. It was considered to be a variant of testicular feminazition syndrome with a structural abnormality of receptor protein or a disorder in postreceptor mechanism.

6.GUNSHOT WOUNDS OF INTRAABDOMINAL MAJOR VESSELS
Zeki Çavuşoğlu, Turgay Erginel, Aydın Özgül, Kerem Erksoy, Kahraman Onur, Ergin Olcay
Pages 511 - 513
Ateşli silah yaralanmalarına bağlı karıniçi organ ve doku lezyonları, sık karşılaşılan olgulardandır. Küçük çaplı ve gidiş hızı yüksek kurşunlar, yüksek enerjileri nedeniyle, multipl yaralanmalara neden olur. Bu tür yaralanmalardan sonra ortaya çıkan retroperitoneal hematomlar bazen, büyük damarlardaki, ölümcül kanamalara yol açan lezyonlara bağlı olabilir. Bu yazımızda, ateşli silah yaralanması ile ortaya çıkan V.iliaca communis ve A.mesenterica superior lezyonlarını içeren bir olguyu sunduk.
Intraabdominal organ and tissue gunshot wounds are commonly encountered. Small caliber bullets travelling at high speed can destroy a large amount of tissue because of their great energy. After such injuries a retroperitoneal hematoma may be a sign of lacerations at large vessels. We present a case report about injuries at common iliac vein and superior mesenteric artery due to a gunshot wound.

REVIEW
7.
DİABET VE CERRAHİ
Birsel Kavaklı, Yasemin A Ekmekçioğlu, Koray Tuncer
Pages 514 - 519
Abstract |Full Text PDF

LookUs & Online Makale